Kamu Diplomasisi Uygulama ve Araştırma Merkezi

Yeni Türkiye’Nin İnşa Sürecine Devam: Dış Politikada Davutoğlu Parantezi Kapanıyor, İbrahim Kalın Dönemi Başlıyor

26/06/2018 18:39:03 - 26/06/2018 18:39:03 - 26228 Okunma

Yeni Türkiye’nin İnşa Sürecine Devam: Dış Politikada Davutoğlu parantezi kapanıyor, İbrahim Kalın dönemi başlıyor…

 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçim sonucu ile Türkiye, bir yandan sistem değişikliğine giderek artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçerken öte yandan 16 yıllık AK Parti iktidarının başlattığı Yeni Türkiye inşası da hızlanma sürecine giriyor. Böylece Türkiye, parlamenter sistemin bürokratik hantal işleyişinden kurtulup bir nevi Amerika’daki başkanlık sistemi gibi daha hızlı karar alma ve uygulama imkânına kavuşmuş oluyor.

Dış politika alanında ise seçim sonrası yeni hükümeti, küresel ve bölgesel siyasetteki son derece dinamik ve yoğun bir ajanda bekliyor. Zaten erken seçim kararı da ekonomik baskıların yanında dış politikadaki gelişmelere bir reaksiyon olarak alınmıştı.

Öncelikle ABD Başkanı Donald Trump’ın küresel düzeyde başlattığı ticaret savaşları nedeniyle Türk ekonomisinin kırılganlığının devam edeceği, ancak seçim öncesi dolar üzerinden başlayan baskının hafifleyeceği öngörülebilir. Dış politika alanında ise ilk olarak daha önceki fütuhat ve hamasi söylem, popülist ve saldırgan retorik yerine dış politikanın yeni patronu İbrahim Kalın’la birlikte daha uzlaşmacı ve daha diplomatik ince bir dil kullanımına özen gösterilerek uluslararası alandaki Türkiye imajı ve algısının olumlu yönde değiştirilmesinin amaçlanacağı ileri sürülebilir.

Bu şekilde özellikle de OHAL’in kaldırılmasıyla birlikte Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir ivme yakalanabilir. Zira konjonktür de yeni dönemde Türkiye’nin AB ile ilişkilere özel önem vermesini gerekli kılmaktadır.

Çünkü Türkiye’nin AB ile ilişkilerini yakınlaştırması hem ticaret savaşları ortamında hem de ABD-Rusya çekişmesinde kendi üzerindeki baskıyı azaltıcı işlev görebilir. Bu nedenle Türkiye’nin yeni dönemde ABD’ye karşı AB’yi yumuşak denge unsuru olarak kullanmaya ağırlık vereceği bir stratejinin en optimal yöntem olduğu söylenebilir.

 Diğer taraftan ABD ve Fransa’nın Türkiye-Rusya yakınlaşmasını bitirmek üzere başlattıkları hamlelere ve baskılarına karşı da Türkiye’nin bu yeni dönemde dış politikasını yumuşak denge stratejisine göre inşa edeceği öngörülmektedir.

Zira Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Nisan ayındaki ABD, İngiltere, Fransa’dan oluşan koalisyon güçlerinin Suriye’ye füze saldırısı sonrası “Türkiye’yi Rusya’dan ayırdık” demeci, ABD ve Fransa’nın Türk-Rus yakınlaşmasını bitirmek istediğini açıkça ortaya koymuştur. ABD Senatosunda ise Türkiye’nin NATO müttefiki olarak Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi almasına karşılık F-35 savaş uçaklarının verilmesini askıya alma tasarısının kabul edilmesi, ABD’nin yeni dönemde Türk-Rus yakınlaşmasını sekteye uğratmak üzere Türkiye’ye baskıyı artıracak hamlelere devam edeceğini göstermektedir.

Bu nedenle Türkiye, yumuşak denge stratejisini bir yandan ABD-Rusya arasındaki jeopolitik mücadelede öte yandan ABD-AB arasındaki ticaret savaşlarına karşı uygulayarak hem kendi üzerindeki baskıyı azaltmış olacak hem de büyük güçler arasında dengeleyici rol ile küresel siyasette ön plana çıkacaktır.

Bu çerçevede Türkiye, bir yandan Astana süreciyle Rusya ve İran ile işbirliğine devam ederken öte yandan ABD ile Menbiç uzlaşmasında olduğu gibi işbirliği arayışını da sürdürmeye devam edecektir. Her ne kadar Türkiye, yeni dönemde ABD ile işbirliği arayışına devam etse de PYD, FETÖ, S-400, F-35 ve Kudüs gibi sorunların ikili ilişkilerin önündeki engel olmaya devam edeceği öngörülebilir. 

The Anatolia Post

http://theanatoliapost.com/2018/06/26/dis-politikada-ibrahim-kalin-donemi-basliyor/

 

 

.

Facebook Twitter Google Plus
Telefon Tablet Bilgisayar Bu website tüm cihazlarla uyumludur.