Kamu Diplomasisi Uygulama ve Araştırma Merkezi

Trump-Kim Zirvesi

11/07/2018 15:14:23 - 11/07/2018 15:14:23 - 30488 Okunma

Trump-Kim Zirvesi: Kuzey Kore’nin Yumuşak Denge Arayışı

Kuzey Kore’nin 2017 yılından itibaren artırdığı nükleer balistik füze denemeleri, Trump ile Kim arasında karşılıklı savaş tehditlerine yol açmıştı.

Ancak Kuzey Kore ile ABD’nin savaşın eşiğine geldiği bu gerilimli süreç, Nisan ve Mayıs 2018 tarihlerinde Güney Kore lideri Moon ile Kuzey Kore lideri Kim arasında barış görüşmelerine dönüşmekle kalmadı, Kim ile Trump’ın 12 Haziran’da Singapur’daki zirvede anlaşma imzalamasına kadar uzandı. İşte asıl merak edilen ne oldu da ABD ile Kuzey Kore savaşın eşiğinden barış görüşmeleri aşamasına geldi! Her ne kadar içsel bir dinamik olarak Kore yarımadasında barış sürecinin başlamasında Güney Kore lideri Moon’un yadsınamaz katkısı söz konusu olsa da Trump ile Kim’i görüşmeye iten asıl dinamik, büyük güç politikasındaki ABD’nin Kuzey Kore’yi kendi yanına çekme ve Çin’i çevreleme politikası ile Kuzey Kore’nin Çin bağımlılığını azaltma arayışı olmuştur.

                Bu bağlamda ABD, bir yandan Kuzey Kore politikasında yumuşama aşamasına geçerken öte yandan Çin’i ticaret savaşının yanında jeopolitik geri çekilmeye zorlama stratejisine geçmektedir. Bundan sonra ABD’nin Kuzey Kore ile yakınlaşma sürecini Çin’e karşı jeopolitik manevraya dönüştürmeye çalışacağı ileri sürülebilir. Bunun ilk aşaması olarak Trump’ın Kuzey Kore’ye uygulama kararı aldığı son yaptırımları iptal etme kararını açıklaması, iki ülkenin düşmanlıktan yakınlaşma aşamasına geçeceğine işaret etmektedir. Oysa Çin, Kuzey Kore’nin nükleer sorunu üzerinden ABD’yi kendi nüfuz alanı olan Doğu Asya bölgesinden uzak tutma stratejisi izlemekte ve böylece ABD’yi Kore girdabında meşgul tutmaktaydı. Ancak ABD, angajman politikasıyla Kuzey Kore’yi kendi yanına çekerek klasik çevreleme stratejisini bu sefer Çin’e karşı uygulamaya başlamıştır.

Diğer taraftan Kuzey Kore de Çin’e karşı bağımlılığını azaltma ve uluslararası izolasyondan kurtulmak için ABD ile angajman politikasına yönelerek Çin’e karşı yumuşak denge stratejisini uygulamaya geçmiştir. Kuzey Kore’nin ABD ile angajman politikasına girmesinde etkili olan unsurların başında Çin’e bağımlılığı azaltma, uluslararası izolasyondan kurtulma ve son tetikleyici unsur ise son yaptırımlar olmuştur. Özellikle Ağustos 2017 tarihinde BM’de Çin’in Kuzey Kore’ye karşı yaptırımlara evet oyu kullanması, Kuzey Kore’nin Çin’e aşırı güvenme ve bağımlılığını sorgulamasına yol açmıştır.

                İşte bu faktörler, Kuzey Kore lideri Kim’i Çin’e karşı yumuşak denge stratejisini uygulamaya sevk etmiştir. Kuzey Kore, ABD ile yakınlaşmaya yönelerek hem Çin’e karşı avantaj elde etmenin ötesinde yumuşak denge stratejisini uygulayarak kendine alan açmakta hem de uluslararası sisteme katılmaktadır. Bu anlamda Kuzey Kore’nin şer ekseni olmaktan çıkıp ABD’nin Doğu Asya ve Çin politikasında eksen ülke olmasının da önünün açıldığı iddia edilebilir. Böylece Kuzey Kore, nükleer füze denemelerini hem ABD ile ilişkilerinde bir pazarlık unsuru olarak kullanmayı başarmış hem de izolasyondan kurtulup büyük güç politikası kulübüne katılmaya hak kazanmış görünmektedir.  

                Sonuç olarak Trump ile Kim arasında 12 Haziran’da gerçekleşen zirve, iki ülkenin stratejik çıkarlarına endeksli yeni ilişki biçiminin önünü açmış gözükmektedir. Bu tarihi zirve, iki ülke ilişkileri için bir dönüm noktası olduğu kadar başta Doğu Asya politikası olmak üzere ABD-Çin ilişkileri açısından da yeni ve daha sert politikaların uygulanacağı bir döneme geçileceği izlenimini vermektedir.


http://theanatoliapost.com/2018/07/10/kuzey-korenin-yumusak-denge-arayisi/

.

Facebook Twitter Google Plus
Telefon Tablet Bilgisayar Bu website tüm cihazlarla uyumludur.